22 Mart 2010 Pazartesi
Sen Olsaydın
Karşımda sen oturuyor olsaydın, bu kadar yorulmayacaktım. Kem küm etmeyecek, mevzuya girecekken kişilik özelliklerimle ilgili ayrıntılar verip daha iyi anlaşılmayı sağlamanın peşine düşmeyecektim:
"Aslında ben böyle surat asmaları filan pek ciddiye almam; ama beni bu kez öyle zorladı ki! Ben davranışlardan çok sözlere dikkat ederim. Ne kötü bir huy biliyorum, herkes tatlı dilli olmak zorunda değil böyle bir yüzyılda. Ama ne yapayım, elimde değil."
Sonra konunun ana kişilerini tanıtıyorum, onları hiç tanımıyor bu yeni arkadaş:
" Biz onunla çok zaman geçirdik. Deli dolu biridir. zaten ben pek sağı solu belli olan tiplerle anlaşamıyorum. Çabuk sıkılıyorum onlardan. Arkadaş dediğin sürprizli olmalı değil mi, madem yaşamı birlikte öğreniyoruz! Yaşam da renkli bir şey sonuçta..."
Böyle uzayıp gitti. Beni dinlemedi değil. Ama anlatacaklarım bittiğinde rahatlamadan çok, bir yorgunluk hissettim, anlıyor musun?
Karşımda sen olsaydın, hiçbir şey anlatmama gerek kalmayacaktı. Beni yıllardır tanıdığın için sadece üç cümle kuracaktım. Giriş gelişme sonuç. Sonra sen bir paragraf ekleyecektin altına. İkna olacaktım, üstelemeyecektim, her sıkıntının geçici olacağına hükmedecektim. Bugün, beni anlamaya çalışan birine dakikalarca dil döktüm, sırf seninkine benzer bir gülümseme versin, omzumdaki yükü atıversin diye... Olmadı.
Dostun eskisi, bunun için mi makbuldür? Gamı bir solukta atıverip keyfe keder şeyleri konuşabilmek için...
Mesela:
"Hadi dondurma yemeye gidelim!"
"Bu mevsimde?"
"Ne var? Sanki daha önce yemedik."
"Senin bu gelgit aklına şaşıyorum."
"Lafı uzatma, geliyor musun gelmiyor musun?"
"İyi tamam."
Ayaklanıyoruz. Soruyorsun yine, hep garanticisin aklın sıra:
"Baksana, nereye gidiyoruz şimdi?"
"Dondurma yemeye"
"Hayır, nerede yiyeceğiz yani?"
"Geçen yıl cüzdanını orada unuttuğuna ancak ertesi gün aydığın dondurmacıya!"
Kızıyorsun:
"Ha ha"
Ben sahiden gülüyorum:
"Ha ha ha"
"Gülme!"diyorsun.
Sonra sen de gülüyorsun...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI
Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...

-
İçinde bulunduğumuz bunaltıcı ülke gündeminden uzaklaşmak niyetiyle ve başka gözlerle dünyaya bakma umuduyla kendimi deneme okumaya ver...
-
ah bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kim bilir hangi gülden kalma diken? Hilmi Yavuz Roman türünün bütün gereklerini kusursuz biçi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.