Bir köşeye büzülüp
Böyle susmazdım ama
Kapılardan süzülüp
Gece doldu odama.
Behçet Necatigil
Heidegger bu soruya asla tam olarak yanıt veremediği için Da sein'i yani "-daki insan"ı çok çaresiz bulur. Sahiden de Da sein bir yerde hiç bulundu mu? Ya da bulunduğu yeri hiç tarif edebildi mi?
İnsan dünyada yanıt veremediklerine sitemle bakar; sonra vazgeçer hepsinden. Bundan sonra ona düşen, yanıtsız olan dünyada oyalanmaktır.
Kimisi doğduğunda hazır bulduğu ya da yeni tanıştığı bir dinle, kimisi yaşadığı toplumun kurallarıyla, değerleriyle oyalanır. Kimisi yanıt aramaktan vazgeçmez. Kitaplar okur, filmler izler, insanlar tanır... Hep aynı soruyu sorar: Ben neden buradayım?
"Sır şu," diye geçirir içinden. "Burada neden olduğumu bilemem ama burada ne yapacağımı bulabilirim". Ama bu sır da bir oyalanmadır. Biraz oyalanır insan... böyle düşünerek... Ama "Sahi...," der sonra "Ben neden buradayım?"
Bu soruya verilecek en öfkeli yanıt gerçeğe yaklaşır. En iyimser ve güleryüzlü yanıt ise oyalanmaktır. Ya da eşi benzeri görülmemiş bir bencilliğin, korkunun ve egoist yardakçılığın simgesidir.
YanıtlaSilDoğmuş olmaktan dolayı kendimi bağışlamıyorum. Sanki dünyaya gelerek bir gizeme saygısızlık etmiş, adı olmayan önemli bir hata etmiştim.cıoran
YanıtlaSilSahi, neden buradayım?
YanıtlaSil''sır nerede?'' sorusu ile yıllar geçiyor,hissediyorum.keyifli bir sanat eseri gibi gidiyorum.patronun emirlerini de yerine getirebilirdim.başarısızlık olmaz mıydı?
YanıtlaSil