9 Kasım 2013 Cumartesi
Cambaz
İp üzerinde yürümek bir denge meselesinden çok, bir şeyi yapmayı çok istemekle ilgilidir. Çocukken cambaz olmayı isterdim. Pırıtılı elbiseler giyip derin bir nefes aldıktan sonra upuzun bir ipin üzerinde sessiz ve güçlü adımlarla yol almayı düşlerdim. Hayatın tam ortasında esnek ve dengeli kalabilmek, ne büyük başarıdır!
Büyüyüp "aklı başında" "ayakları yere değen" meslekler sunulunca önüme, çaresiz, cambazlıktan vazgeçmiştim. İp üzerinde dengede yürümenin içimde kaldığı doğrudur.
Cambaz, dilimizde olumsuz anlamlar kazanmıştır: "İşini bilen", "üç kağıtçı", "çoğu işi bir arada götürebilen ama bunu başarmak uğruna küçük haksızlıklara göz yuman"... Bu anlamlar düşünüldüğünde benden iyi bir cambaz olmazdı. Fakat ben her zamanki gibi sözcüklerin temel anlamlarını daha çok severim. Örneğin gülü, hoş kokulu bir çiçek; kalemi yazma gereci olduğu; ağacı da temiz hava çağrışımından öte öncelikle boyundan posu için severim.
Hayatın tam ortasında esnek ve dengeli kalabilmek ne büyük başarıdır! Belki gerçek bir cambaz olsaydım, bunu başarmak daha kolay olurdu!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI
Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...

-
İçinde bulunduğumuz bunaltıcı ülke gündeminden uzaklaşmak niyetiyle ve başka gözlerle dünyaya bakma umuduyla kendimi deneme okumaya ver...
-
ah bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kim bilir hangi gülden kalma diken? Hilmi Yavuz Roman türünün bütün gereklerini kusursuz biçi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.