22 Ekim 2010 Cuma

"Pedagoji ve Devrim" Bir Feminist Okuma

Eğitimle  ilgili yazılmış kitapların çoğunluğu eğitime yeni bakış açıları sunmaya çalışır çünkü yenilenme eğitimin doğasında vardır. Yaşam yenilendikçe eğitim algısı ve eğitimden beklenenler de değişir. Bundan on yıl öncesinde muhasebe ağırlıklı meslek liselerinde verilen daktilo derslerinin yerini artık bilgisayar derslerinin alması gibi.
Eğitim kitapları yazan araştırmacılar için yenilik kaygısı eğitim ortamlarına eleştirel bakmaktan doğar. Araştırmacı, eğitim yaşantılarındaki eksikleri görür ve yerine yenisini söylemek ister. Eğitim ortamında uygulayıcı olanlar ya da formal eğitim kurumlarının yapısını belirleyenlerde aynı yenileme merakının olduğunu söyleyemeyiz.
 Geniş kitleleri ilgilendiren formal eğitim kurumu ilkelerini ve içeriğini tasarlamakla yükümlü kişiler, kurumlar ve bunların yanı sıra eğitim ortamının geleneksel uygulayıcıları bir zorlama karşısında ya da kaçınılmaz bir gereklilik sonucu söz konusu  yeniliklere ancak "boyun eğerler". Eğitim araştırmacılarının  öngörüleri az gelişmiş ülkelerde daima bir "vehim" olarak görülür ve dara düşülmedikçe onların düşüncelerinden yararlanılmaz. Eğitimkonusu  ülke yöneticileri için genellikle politik  bir direnç noktasıdır ve bu yüzden araştırmacılar ve uygulayıcılar arasında eğitim üzerine yapılan tartışmalar asla sona ermez.
Dipnot yayınlarından çıkan "Pedagoji ve Devrim" son zamanlarda yayımlanmış en nitelikli eğitim kitaplarından biri olma özelliğine sahiptir. Thomas Ewing'in yayıma hazırladığı bu kitapta on üç makale yer alıyor. Bu makalelerde eğitimde milliyetçilikten, cinsiyet ayrımcılığından, kültür politikalarından vs. söz ediliyor. Sözü edilen eğitim ortamları büyük çalkantılar, devrimler atlatmış ülkelerin eğitim ortamlarından oluşturulmuş; Rusya, Hindistan, Mısır, Filipinler, Çin, Gana, Türkiye örneklerinde olduğu gibi... Bu kitabı okumak için mutlaka eğitimci olmak gerekmiyor çünkü tüm makalelerde eğitim bir yaşantı olarak ele alınıyor ve aslında eğitimin ne çok değişkene  bağlı olarak biçimlendiğini ve yeni aldığı biçimle neleri değiştirebildiğini ortaya koyuyor. Feminist okumalara ilgi duyan okurlar için ise "Pedagoji ve Devrim" eşsiz bir başvuru kaynağıdır diyebiliriz. Bu kitapta kadınların okula gitmeye başlamasının tarihinin ne kadar yakın olduğunun bir kez daha ayırdına varacak üstelik kadınların okula neden gitmeye başladıklarını ve bu hakkın onlara gönüllüce değil de  zorunluktan verildiğini öğreneceksiniz. Tüm feminist okumalar gibi bu kitap da iç acıtıcıdır ama alışkındır feminist okur feminizm göndermeli bir akademik metinde çalkantılı duygular yaşamaya...
 Şöyle diyor örneğin Thomas Ewing kendi makalesinde:
"Eşitlik ile farklılık arasındaki gerilimi önemli ölçüde kristalize ederek ortaya koyan Rus ve Sovyet örneklerinin dikkatle incelenmesi bize gösterir ki, cinsiyet farklılıklarını dikkate almayan bir eşitlikçi dönüşüm, ne kadar büyük hedefleri gerçekleştirmek için ne denli büyük çabalara katlanılırsa katlanılsın, sonuçta eğitim tecrübesini şekillendirmede görece küçük bir etkiye sahip olacaktır. Afganistan'da kızlar okula döndükten bir yıl sonra, kız çocuklar ve kadın eğitimcilere yönelik bir dizi ihbar, tehdit ve saldırı sonucu okuldan uzaklaşmak zorunda kalmışlardır. Bu örnek bir kez daha gösteriyor ki politik düzeydeki "devrim" okul içinde ve çevresinde günlük uygulamalar ve davranışlar üzerine sınırlı etkiye sahiptir. Devrimci bir gündemle hareket eden ve eğitsel/ cinsel eşitlikte daha ileri sonuçlara ulaşmak isteyen aydınlar bu tür örnekleri dikkate alarak yeni açılımlar yapmalıdırlar (s.98)".
Savımızı yinelersek eğitim araştırmacısı eksiği görür fakat uygulayıcı ya da tasarlayıcı bu eksiği, yetersizliği, tatsızlığı, eşitsizliği, beceriksizliği, baskıyı, görmezse görülen eksiğin bir değeri yoktur. Ve çözüm çok uzakta bir yerdedir.

2 yorum:

  1. bazı yeniliklerin eskiden birçok şeyin ne kadar yanlış yapıldığını ortaya çıkarması oldukça şaşırtıyor insanı.

    YanıtlaSil
  2. Günümüzün güncel eğitim sorunlarında, yapılmak istenen ''açılım'' araştırmacı ile uygulayıcı arasındaki bariz farkı ortaya koyuyor. Bu anlamda kitap doğru noktalara değinmiş. Ancak bu açılımın vardığı nokta ile varmak istediği noktaları iyi gözden geçirmeli.sadece eğitimde değil hayatın tüm alanında. Politik devrimin sınırlılığı, politikacıların hayatın içine soktukları (uygulayıcılar)örgütlü kafadaşlar ise sınırlayıcılığına güvenmemek gerekir.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...