20 Ocak 2011 Perşembe

İç Monolog 14

"Bu son sigarayı içip gideceğim. Sana kırgınlığım hiç geçmeyecek olsa da bugünlük sana sitem etme  hakkımı doldurmuş sayacağım. Arabesk şarkıların içime değmediğini söylediğim zamanlara gülesim var. Herşeyin zamanı varmış diyesim var. Bileti masaya koyup ben gidiyorum dedin ya inanmadım önce. Daha iyi bir adam olmam için geliştirdiğin tehditlerden birini savuruyor, blöf yapıyorsun  sandım. Gülüp geçtim. Nereye gidiyormuşsun, ne işin varmış İstanbul'da, sen buraları bırakıp bir yerlere gidemezmişsin aklımca. Çocukluk arkadaşların, her şeyden önce ailen sonra ben  vardık burada. Sen hepimize düşkündün, bizsiz eksik kalırdın, gidemezdin ki! Öksürür gibi ağlıyorum, böyle tuhaf bir şey yaptığın için, bileti masaya koyup gidecek olmana kanıt sunduğun için. Kimse başkası için yaşamamalı öyle mi? Ben senin için yaşamıyorsam sen ne için benim hayatıma göre hayatını biçimlendirecekmişsin? Reklam işinin merkezi İstanbul'muş öyle ya daha ne kadar sana yapılan iş tekliflerini reddedebilirmişsin? Zaten yürümüyormuş öyle mi buralar, herkes kendi hayatını yaşıyormuş, ben kendi hayatımı yaşıyormuşum öyle mi? Daha iyi bir adam olsaymışım belki hiç aklına gelmezmiş bu gitmeler? Daha iyi bir adam olmak ne demek Yasemin? Söyle nasıl daha iyi bir adam olunuyor, olayım Yasemin! Söndürdüğün sigaranın üzerine basmaya kıyamıyorum izmaritimi, hemen yanına bastırıyorum tüm gücümle. İçim zehir gibi Yasemin. Mutluluklar dilerim dedin ya şaka gibi. Ne mutluluğu Yasemin? Daha iyi adam olurum madem deyince tıslayarak gülerken istihzalı sana artık çok geç zaten önceden çok denedin olmadı işte, senin daha iyiye yürüme yolların tıkanmış deyiverdin. Öldüm mü ben Yasemin? Sen gidince, beni terk edince ben asla iflah olmayacak adamlar rafına mı kaldırılacağım? Bir daha kendimi yenileyemeyecek miyim, kimsenin gözüne giremeyecek miyim? Bundan sonra yaşayacağım hayatta kimsenin beni yeterince sevemeyeceğine inanmam için bir işaret misin sen? Boş ver. Değmezsin üzülmeye Yasemin. Her işlek caddede en az iki tane dikilmiş birörnek kafede mi söyleyecektin bana son sözlerini? Bari  daha seyrek gittiğimiz, kendimi daha değerli hissedebileceğim bir yerde söylesedin benimle güzel yıllar geçirdiğini ama bu kentin ve benim sana artık yük gibi geldiğimizi. Söylediğin acı sözleri bu kafenin uğultusunda eriteyim diye burayı seçtin? Yasemin beni ince olmamakla suçluyorsun, sen çok mu incesin Yasemin? Bileti masaya yayıp bak işte biletimi aldım, işimi gücümü her şeyimi hazırladım evimi kiraladım zaten bir aydır ayrıyız bu işleri kendimce sessiz sedasız yapmak istedim böylesi daha iyi şimdi burada konuştuklarımızdan sonra artık görüşmeyelim ama sen mutlu ol ve unutma ki ihtiyacın olduğu her zaman ben senin yanında olurum dedin. İhtiyacım var sana şimdi Yasemin, hani neredesin? İşbilir yalancı Yasemin. Bir aydır ben ne zaman barışırız acaba diye hesap yaparken ettiğine bak! Aferin Yasemin. Sigaram bitti çoktan ama ben ahmaklar gibi burada oturup duruyorum  Sana kırgınlığım hiç geçmeyecek olsa da bugünlük sana sitem etme  hakkımı doldurmuş saymalıyım kendimi. Bu kadar üzülmeye alışkın değilim ben, alışacak mıyım yoksa!  Arabesk şarkıların içime değmediğini söylediğim zamanlara gülesim var. Herşeyin zamanı varmış diyesim var."

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...