17 Ocak 2011 Pazartesi

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Siyasal Bilgiler Fakültesi  (A.Ü)  öğretim üyelerinden Fatmagül Berktay'ın doktora çalışmasından kitaplaştırılan "Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın" çarpıcı, rahatsız edici, düşündürücü, kesinlikle sarsıcı bir kitap. Feminizm odağında yazılmış kitapların okurunda  "art arda karşılaşılan yeni bilgi şaşkınlığı" görülür çünkü kadınların dünya tarihindeki ikincil konumlarına  ilişkin, aydınlanma sonrası kimlik edinme süreçlerinde yaşadıkları sıkıntılara ilişkin vs. bilgilerimiz son derece yetersiz.   Kadınlık tarihi yeni yeni yazılıyor; bu nedenle feminist yaklaşımlar ekseninde yazılan tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji araştırma kitaplarının içeriği, bilimsel kitapların durgun okurunu epeyce heyecanlandırabiliyor.
Feminizm geniş kitlelerce benimsenmesi zor bir kuram çünkü insanlara bu kuramın önemini anlatmak gerçekten çok güç. Genellikle "erkek düşmanlığı" olarak algılanan Feminizm değme aydınların dilinde bile  bir vesvese, bunca dert varken kesinlikle önceliği olmayan bir ideoloji...  İnsanlar tarafından anlaşılmak için daha çok uzun bir yolu var feminizmin.
Berktay, tek tanrılı dinler başta  olmak üzere dünya üzerinde gelmiş geçmiş ya da hala etkisini sürdüren yaygın dinlerin  kadınları nasıl konumlandığına yönelik tarihsel bir bakış açısı sergiliyor. Berktay, kadının binlerce yıldır ikinci cinsiyet, eksik cinsiyet, güçsüz ve suçlu cinsiyet olmakla etiketlenmesinin nedenlerini dinlerin özgün ve birbirleriyle özdeş ilkeleri odağında arıyor. Hıristiyanlık, Yahudilik ve  Müslümanlığın kaynaklarına yönelerek "Kadın kimdir?" sorusunu cesaretle soruyor ve bulacağı yanıtlar için veri topluyor.  Elde ettiği sonuçları ortaya koyarken Berktay'ın belgesiz kaynaksız olduğunu, öznel bir tutum sergilediğini söylemek neredeyse imkansız.
"Beni kadın  yaratmayan Tanrı'ya şükrederim," bir Yahudi duası...
"Kiliselerde kadınlar sükut etsinler; çünkü onlara söylemek için izin yoktur," Aziz Paulus'un sözleri...
" Bütün fitneler bir yana, kadın fitnesi bir yana... Neden öyle? Çünkü kadın fitnesi öyle bir fitmedir ki, o kendini sadece teşhir eder.Sana fiilen ısrarda bulunmaz. Onun ısrarı, zorlanması, senin içindeki duygularını isyana sevketmekte, tahrikle olur. Seni nefsinle, şeytatınla baş başa bırakır..." Bu sözler bir Zaman Gazetesi köşe yazarının söylemleri...
Aktardığım alıntılar, kitapta yer alan bulgu ve sonuçların yanında devede kulak kalıyor.
Feminizm yalnız kadınları ilgilendiren bir akım değildir. İnsanlığın onuru için kadınla erkeğin her bakımdan eşit olması gerektiğine inanan her bireyin benimsemesi gereken bir akımdır. Şimdiye dek feminist yaklaşımla biçimlenmiş  bir kitap okuması yapılmamışsa Fatmagül Berktay'ın Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitabı iyi bir başlangıç olacaktır....

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...