17 Aralık 2016 Cumartesi

OYUN OYNAMAK İÇİN JACQUES DERRİDA REÇETESİ



Göçmen çocuklarının oyun dünyası üzerine hiç düşünmemiştim. Ta ki göçmen çadırlarını, bir gün ansızın karşımda görene dek.
Birkaç arkadaş, şehit yakınlarına taziyeden dönüyorduk. Memleketin her köşesinden can kaybı haberleri geliyor. Yakın yerlerdeki acılı ailelere baş sağlığı dilemek boynumuzun borcu diye düşünüyorum.  Gençken cenazelerden kaçardım; şimdi hayata ekleyebiliyorum ölümü.  Sorunlu bir ülkede büyümek; böyle ekşi bir şey.
Ayrılırken elim fotoğraf makinesine uzandı; şöyle uzaktan çekecektim köyün girişini.  Fotoğrafın altına da şunları yazacaktım: “Bu bozkırda, bu toz duman içinde çocuklar  zar zor büyüyorlar ama politik kargaşaların kurbanı olarak, genç yaşta ölüp gidiyorlar”.

YABANCI OLMAK İYİDİR


Yabancıdan zarar gelmez , buralı olan bitirir dünyayı.
Tezer Özlü’den Bilge Karasu’ya, Yusuf Atılgan’dan Oğuz Atay’a kadar neredeyse tüm modernist yazarlarımız “yabancılaşma” kavramıyla etiketlenmişlerdir. Bu yazarlar,  sözde “halktan kopuk, yaşamdan kopuk kurgu karakterleriyle”  açlık, yoksulluk gibi “gerçek” sorunlardan uzaklaşmışlardır. Toplumsal kurallarla dertleri olduğu için “öteki” sayılmışlardır. Onlarla ilgili yazılan kimi edebiyat eleştirisi yazılarında “Aslında toplumsal değerlerimizle barışsalardı, bizim gibi ne de güzel mutlu olurlardı,” düşüncesinin gizil olarak okuyucuya verildiğini düşünürüz. Bu bakış açısıyla yazılan eleştirilerde, yabancılaşmış yazarlarımız bu duruma kendileri de düşmemiştir. Yabancılaşmayı konu edinen yazarlarımız, başta Virginia Woolf ve James Joyse olmak üzere “Batıılılara özenerek” onların yitirdiği manevi değerleri sanki biz de yitirmişiz gibi davranmışlar ve topluma sırtlarını dönmüşlerdir. Halbuki değerlerimiz yerli yerinde duruyordur.  Sanki toplumsal değerlerle barışmak isteğe bağlıymış gibi toplumsal dayatmalara gözü kapatmak sanki iyi bir şeymiş gibi... Ki değer diye adlandırdığımız kavram toplumdan öte kişiden kişiye değişir; bana değerli gelen size gelmeyebilir.
Yaşama yabancılık, insanlara yabancılık sahiden kötü müdür? Yeniden düşünelim.

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...