14 Mart 2010 Pazar

Gördün mü şu yaprağın bana ettiğini?

Onu ön camdan gördüm. Yağmurdan ve rüzgardan nasiplenmiş kocaman bir yaprak, havada daireler çizerek  asfalta düştü. Öyle büyük, öyle güzeldi ki eğilip yerden almak, düştüğü dala onu yeniden iliştirmek istedim. Tabii olacak iş değildi istediğim...

Çok iyi tanımadığım birinin cenazesinden dönüyordum. Hayat gailelerimden birini mazeret göstererek cenaze evinden erken ayrılmıştım."Yokluk" düşüncesini algılayıp buna şu sıralar kafa yoramayacağıma karar vermiş; bu yüzden dönüş yolundayken, oradan erken ayrılmakla iyi ettiğimi düşünmüştüm. Gördün mü şu yaprağın bana ettiğini?
Düşünüp mü yaşıyoruz, yaşayıp mı düşünüyoruz bilemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...