Onu ön camdan gördüm. Yağmurdan ve rüzgardan nasiplenmiş kocaman bir yaprak, havada daireler çizerek asfalta düştü. Öyle büyük, öyle güzeldi ki eğilip yerden almak, düştüğü dala onu yeniden iliştirmek istedim. Tabii olacak iş değildi istediğim...
Çok iyi tanımadığım birinin cenazesinden dönüyordum. Hayat gailelerimden birini mazeret göstererek cenaze evinden erken ayrılmıştım."Yokluk" düşüncesini algılayıp buna şu sıralar kafa yoramayacağıma karar vermiş; bu yüzden dönüş yolundayken, oradan erken ayrılmakla iyi ettiğimi düşünmüştüm. Gördün mü şu yaprağın bana ettiğini?
Düşünüp mü yaşıyoruz, yaşayıp mı düşünüyoruz bilemedim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI
Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...
-
HOOGSTRATEN, Samuel van View of a Corridor c. 1670 Oil on canvas, 103 x 70 cm Musée du Louvre, Paris Ağaç kovukları, mağaralar ...
-
ah bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kim bilir hangi gülden kalma diken? Hilmi Yavuz Roman türünün bütün gereklerini kusursuz biçi...
-
Bu yazı, Ekim 2020 Varlık Dergisi'nde yayımlanmıştır. Franck Vidal/ L e regard des autres Ormanda dolaşırken Kral Midas, Silenos’a “İns...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.