Gevende'yi Dinlerken

                                                                     












Müzik evrenseldir. Çünkü müziğin dili notalardan oluşur ve enstrumanlardır bu dilin konuşucuları. Ve insandır notaları da enstrümanları da coşturan, çağlatan, söyleten.Ya sözler? Galiba şarkıların sözleri de küreselleşiyor gitgide. Dinlediğimiz şarkıların sözleri Türkçe, İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve hadi diyelim İspanyolca....Şarkı sözleri  evrenselliği gölgeliyor mu sorusu üzerine düşününce iki yanıt çıkıyor ağzımdan. Birincisi evet doğrultusunda. Çünkü bir şarkının sözlerinin ne anlama geldiğini bilmek istiyorsunuz, öğrenemediğinizde ise şarkı ile kurduğunuz ilişki aşamadığınız bir engeli olan aşk dolu ama bir tarafın ötekine güvensiz olduğu  bir ilişkiyi doğuruyor. İkinci yanıtım ise şu. Şarkıda sözün de bir ezgi değeri vardır, söz anlamı için değil verdiği ses değeriyle notaların güzelliğine güzellik katar.

Dün gece Beyoğlu Hayal Kahvesi'nde Gevende'yi dinlerken tam da bunları düşünüyordum ışık hızında.

 Hiç bilmediğim dillerden örülü ama oldukça başarılı entrüman kullanımlarıyla harika şarkılar söylüyordu Gevende... Drums ve bas gitar şarkılara genellikle rock tadını verirken  özellikle trumpet ve viola kendilerinden beklenen tınıların dışına çıkarak "jazz"a selam durdular. Ahmet Bilgiç, Gökçe Gürcay, Okan Kaya, Ömer Öztüyen ve Serkan Emre Çiftçi.
 Gecenin yıldızları benim için Serkan Emre Çiftçi ve Ömer Öztüyen'di. Trumpet ve viola konuştular gece boyu. Gevende, küreselleşen dünyanın önümüze dayatıp bıraktığı dillerin dışına çıkıp anlamın üstünden atlayıp sözü de notaya tuz ederek şarkılar söyleyen bir grup. Gevende ilerleyen yıllarda giderek üzerlerine daha çok konuşulan,yazılıp çizilen bir gruba dönüşecek gibi görünüyor.
Eğer bir konserlerine denk gelirseniz bence sakın kaçırmayın...