5 Şubat 2011 Cumartesi

Masal Yaşı Geçenlere Masallar 3

Kavmine küsmüş bir peygamber, İnci dağının eteklerine yerleşir. Sırtındaki yeleğinden başka hiçbir şeyi olmayan peygamberin bir de gümüş kanatlı güvercini vardır. Güvercinin mucizesi kanatlarının gümüş olması değil yalan söyleyen bir adama rastladığında o adamın etrafında kanat çırpmasıdır.
Kavmine küsmüş peygamber, peygamber olduğu ilk günlerde insanları çok severmiş. Onlara hatalarını düzeltmeleri için çokça öğüt verirmiş. Malını mülkünü kavminin mutluluğu ve doğru yolu bulması uğruna heba etmiş. Gelgelelim kavmi onu hiç anlamamış, verdiği öğütlerle de alay etmiş.

Kavmine küsmüş peygamber, İnci dağına yerleşmeden bir hafta önce Tanrı'ya şu dua ile yakarmış:
"Tanrım. Kavmimi yola getiremiyorum. Onlara yaklaştığımda beni önce sitemle karşılıyorlar. Yoksulum, açım, bana nasıl çalma, nasıl öldürme, nasıl dürüstçe yaşa dersin diyorlar. Bana  "Keşke biraz varlığım olsaydı da senin dediğin gibi dürüst  bir adam olabilseydim," diyorlar. Böyle söyleyenlere elimde ne varsa onu veriyorum fakat kısa zamanda verdiklerimi tüketiyorlar ve yine dürüstçe yaşamayacaklarını söylüyorlar. Bana bir yardımcı gönder Tanrım! Yardım edeceğim insanın doğru söylediğini bileyim, değecekse ona yardım edeyim. Bana insan sarrafı bir yardımcı gönder."
Tanrı peygamberin yakarışını duyar duymaz ona gümüş kanatlı bir güvercin göndermiş. Güvercin ilk ve son kez olmak üzere niçin kendisine gönderildiğini açıklamış:
"Ey Tanrı'nın elçisi! Ben sana yardmcı olarak gönderildim. Sen tebliğini yapacaksın; ben tebliğ yaptığın insanların sana yalan söyleyip söylemediklerini anlayacağım. Yalnızca senin elindekileri almak için sana yalandan söz veriyorlarsa onların çevresinde kanat çırpacağım, eğer sözünün eri insanlarsa yanlarından uçup gideceğim."
Kavmine küsmüş peygamberin karşısınına çıkan herkesin çevresinde kanat çırpmış gümüş kanatlı güvercin.
İşte böylece İnci dağının eteklerine yerleşmiş kavmine küsmüş peygamber.
Derler ki kavmine küsmüş peygamber, İnci dağının eteklerinde günden güne sararmış solmuş, Tanrı, elçisine kucak açmış; onu gümüş kanatlı güvercinin kanadına tutundurup yanına almış. O gün bugün yalancıların kimler olduğu  anlaşılamaz olmuş. Yalan söylemeyenler ise yalancılardan  bıkıp usanıp sırayla İnci dağının eteklerine yerleşmişler,  sonra da kuş olup uçmuşlar...

1 yorum:

  1. Tanrım! Haydi bütün doğruları saklayalım, yalancılar kalakalsın oldukları yerde..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI

Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...