Hiç bilmediğim yitik bir gelecek zamanı özlüyorum. Neler olabileceğini varsayamadığım, tahmin edemediğim zamanları... Hiç dokunulmamış, akla getirilmemiş yılların ne hikayelerle yaşanacağını merakla beklemek ne güzeldi ilk gençlik yıllarımda! Fakat yetişkinlik kötü hastalık: Kuruyor kafam, kehanetlerde bulunuyor, durmuyor; her daim bekliyor tasarladığı gelecek zamanların vuku bulmasını...Sonra sıkılıyorum tasarladığım olasılıkları (olumlu- olumsuz) bekleyerek yaşamaktan. Başka hayatlar kuruyorum kendime bu yüzden, hiç tanışmadığım insanlara hiç bilmediğim zaman dilimleri veriyorum. Çok tuhaf şeyler yaşıyorlar, ben de onlarla yaşamış oluyorum. Sıkıntım ancak böyle geçiyor.
Yaz gelip geçiyor, ömrün tüm anları gibi hızla...Sıkılıyorum. Yeni hayatlar kurmaya duruyorum öyleyse. Evet başlıyorum. Öykünün adı: Yol.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KİRALIK KONAK: EDEBİYATIMIZIN ÖZGÜR KADIN DÜŞMANLIĞI
Bizim edebiyatımızda kadının görünme biçimi başlı başına bir sorundur. Halk şiirinde ve divan şiirinde ideal kadın edilgin ve suskundur. Ta...
-
HOOGSTRATEN, Samuel van View of a Corridor c. 1670 Oil on canvas, 103 x 70 cm Musée du Louvre, Paris Ağaç kovukları, mağaralar ...
-
ah bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kim bilir hangi gülden kalma diken? Hilmi Yavuz Roman türünün bütün gereklerini kusursuz biçi...
-
Bu yazı, Ekim 2020 Varlık Dergisi'nde yayımlanmıştır. Franck Vidal/ L e regard des autres Ormanda dolaşırken Kral Midas, Silenos’a “İns...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.